NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
وَوُهَيْبٌ
نَحْوَهُ
عَنْ
سُهَيْلٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ ابْنِ
أَبِي
عَائِشٍ
وَقَالَ
حَمَّادٌ
عَنْ أَبِي عَيَّاشٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
قَالَ إِذَا
أَصْبَحَ لَا
إِلَهَ
إِلَّا
اللَّهُ وَحْدَهُ
لَا شَرِيكَ
لَهُ لَهُ
الْمُلْكُ وَلَهُ
الْحَمْدُ
وَهُوَ عَلَى
كُلِّ شَيْءٍ
قَدِيرٌ كَانَ
لَهُ عِدْلَ
رَقَبَةٍ
مِنْ وَلَدِ
إِسْمَعِيلَ
وَكُتِبَ
لَهُ عَشْرُ
حَسَنَاتٍ وَحُطَّ
عَنْهُ
عَشْرُ
سَيِّئَاتٍ
وَرُفِعَ
لَهُ عَشْرُ
دَرَجَاتٍ
وَكَانَ فِي
حِرْزٍ مِنْ
الشَّيْطَانِ
حَتَّى
يُمْسِيَ وَإِنْ
قَالَهَا إِذَا
أَمْسَى
كَانَ لَهُ
مِثْلُ
ذَلِكَ حَتَّى
يُصْبِحَ
قَالَ فِي
حَدِيثِ
حَمَّادٍ فَرَأَى
رَجُلٌ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِيمَا يَرَى
النَّائِمُ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ إِنَّ
أَبَا
عَيَّاشٍ
يُحَدِّثُ
عَنْكَ
بِكَذَا
وَكَذَا قَالَ
صَدَقَ أَبُو
عَيَّاشٍ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
رَوَاهُ
إِسْمَعِيلُ
بْنُ
جَعْفَرٍ
وَمُوسَى
الزَّمْعِيُّ
وَعَبْدُ
اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ
عَنْ
سُهَيْلٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ ابْنِ
عَائِشٍ
Ebû Ayyaş'dan (rivayet
edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Her kim sabaha
eriştiğinde
"Lâ ilahe illâhü
vahdehu Iâ-şerike leh lehul mulku ve lehul hamdu ve huve alâ kulli şey'in kadir
Meali:
-----------
Allah'dan başka ilah
yoktur, o tekdir ve ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd de O'na mahsustur ve o
herşeye kadirdir
-----------
derse (bu zikir) onun
için (sevab bakımından) İsmail (Aleyhisselam)ın evladından bir köle âzad etmeye
denk olur ve ayrıca o kimse için on iyilik (sevabı) yazılır, on (küçük) günahı
silinir. (Cennetteki yeri) on derece yükseltilir. Akşama kadar şeytandan
korunmuş olur. Eğer bu kelimeleri akşamleyin söyleyecek olursa onun için aynı
şeyler sabaha kadar da o!ur."
İzah:
İbn Mâce, dua; Nesâî Amelu'l-yevmi
ve'n-Nehâr, s.149, hadis nr. 27.
Bu hadisi Ebu Davud'a
rivayet eden Musa İbn İsmail kendisine) bu hadisin Ham m ad'd an gelen
rivayetinde (şu sözleri de) nakletti:
Bir adam rü'yasında
Rasûlullah (s.a.v.)'i gördü de "Ey Allah'ın Resulü Ebu Ayyaş senden şöyle
şöyle bir hadis rivayet etti (bu doğru mudur?)" diye sordu. (Hz. Nebi de:)
Ebu Ayyaş doğru
söylemiştir, cevabını verdi.
Ebu Davud dedi ki; Bu
hadisi ismail b. Cû'fer ile Musa ez-Zem'î ve Abdullah b. Cafer de Süheyl ve
(Süheyl'in) babası zinciriyle b. Ai-ş(e)'den rivayet eîti(ler.)
Hadis-i şerifte,
İsmail aleyhisselamın evladından bir
köle azâd etmekten
bahsedilmesi, İsmail (a.s.)'in
evladından bir köle azad etme sevabının herhangi bir köle azad etme sevabından
daha büyük olmasındandır. Hanefi ulemasından Aliy-yü'1-Kârî'nin açıklamasına
göre, İbn Haçer'in zannettiği gibi bu hadis-i şerif İsmail Aleyhisselam'ın
neslinden gelen kimselerin esir edilebileceğine delalet etmediği gibi, aksine
de delâlet etmez.
Bilindiği gibi
Arapyarımadasında yaşayan arapların azad edilmesi İmam Şafiî'nin görüşüdür.
Hanefilere göre, onlar köle edilmezler ki, azad olsunlar. Dolayısıyla bu gibi
hadisler varsayıma hamledilir. Daha Önce de açıkladığımız gibi, Hanefilere göre
müşrik araplara cizye ödeyerek ya da köle olarak yaşamak hakkı tanınmamıştır,
onlar ya müslüman olurlar ya da kılıçtan geçirilirler. Onlar İslamın beşiğinde
dünyaya geldikleri için kendilerine köle olarak bile olsa müşrik olarak yaşama
hakkı tanınmamıştır.
Aliyyü'l-Kârî'nin
açıklamasına ravinin rü'yadan bahsetmesi, işittiğini aynen aktarmak hususunda
ihtiyatla riayet etmiş olmak içindir. Rü'yanın delil olarak kabul edilmesi için
değildir. Çünkü rü'yanın delil olamayacağı hususunda icma vardır..